ŞARKI
Bir safa bahşedelim gel şu dil-i na-şada
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
İşte üç çifte kayık iskelede amade
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
Ma-i Tesnim içelüm çeşme-i nev-peydadan
Görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda
İznin olursa eger bir de Nedim-i şeyda
Gayrı yaranı bugünlük edip ey şuh feda
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
NEDÎM
ŞARKI
Yine oldum esîri âh bir şûh-ı sitemkârın
Ki dilber sevmemiş, bilmez belâsın âşık-ı zârın
Ne kâfirliklerin gördüm ben ol zülf-i siyehkârın,
O ebrûnun, o zâlim gamzenin, ol çeşm-i mekkârın
O tıfl-ı nâzı gördüm rûyine hurşîd eser etmiş
Haberdâr olmamıştım, sonra bildim neylemiş n'etmiş
Meğer, zâlim kaçıp tenhâca sa'dâbâd'a dek gitmiş
Temâşâ eylemiş âlâyını şevketlü hünkârın
Gezermiş kasrın etrâfında yer yer tâze meh-rûlar
Mükehhal gözlü, şîrîn sözlü, leylî yüzlü âhûlar
Hemân alkış sadâsın andırırmış çağlayan sular,
Ederlermiş duâsın pâdişâh-ı ma'delet-kârın
Güzelsin, bî-bedelsin, şûhsun, âlüftesin cânâ!
Söz olmaz hüsnüne, gelmez nazîrin âleme hakkâ!
Senin her cevrine bin cân ile sabreylerim ammâ,
Beni pek öldürür ey bî-vefâ ellerle bâzârın
Bugün, bir mahrem-i esrâr, yâr-i nükte-pîrâdan
İşittim kim, sayıp uşşâkını ey şûh-ı sîmîn-ten
Nedîm-i zâra benzer âşıkım yoktur demişsin sen
Efendim, işte vardır: ben esirin, ben giriftârın
NEDÎM
ŞARKI
Çözülme zülfüne ey dil-rübâ dil bağlayanlardan
Kaçınma âteş-i aşkınla bağrın dağlayanlardan
Düşer mi ictinâb etmek seninçün ağlayanlardan
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Gelüb vakt-i bahâr âlem safâ-yı gül-şen etdikde
Nevâ-yı bülbülü gûş-i gül-i ra’nâ işitdikde
Uyub ahbâba sen de seyr-i Sa’d-âbâd’a gitdikde
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Senin bir reng-i zîbân var ki gül-berg-i izârında
Bulunmaz gül-sitân-ı âlemin bâğ-ı bahârında
Otur ihrâma ârâm et bir az havzın kenârında
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Hevâ-yı perçeminle başka bir hâlet olur serde
Yeni başdan misâl-i Vâsıf uğratdın beni derde
Gamınla gerçi çokdan ağlarım ammâ bugünlerde
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
ENDERUNLU VÂSIF
ŞARKI
Erişdi nev-bahâr eyyâmı açıldı gül ü gülşen
Çerâğân vakti geldi lâle-zârın dîdesi rûşen
Çemenler döndü rûy-i yâre reng-i lâle vü gülden
Çerâğân vakti geldi lâle-zârın dîdesi rûşen
Açıldı dilberin ruhsârı gibi lâleler güller
Yakıştı zülf-i hûbân-veş zemîne saçlı sünbüller
Nevâ-sâz olmada bin şevk ile âşüfte bülbüller
Çerâğan vakti geldi lâle-zârın dîdesi rûşen
NEDÎM
ŞARKI
Dil-harab-ı aşkınam sensin sebeb berbadıma
Bir teselli ver gelip bari dil-i naşadıma
Taş mıdır bağrın ki gelmezsin benim imdadıma
Dini ayrı kafir olsa rahm eder feryadıma
Halimi hiç sormaz oldun ey meh-i hatır-şiken
Nâr-ı hicranınla suzan oldu iklim-i beden
Aşk derler bir söyünmez ateşe düştüm ki ben
Dini ayrı kafir olsa rahm eder feryadıma
Eyledin derd ile âteş-zâr-ı hasret meskenim
Taşa kâr etti sana kâr etmedi âhım benim
Gûş edip efganımı n'ola acırsa düşmenim
Dini ayrı kafir olsa rahm eder feryadıma
Bu nasıl esrar ki bir kerre beni şâd eylemez
Dest-i cevriyle harab olsam da âbâd eylemez
Böyle nalan olduğum kim görse imdad eylemez
Dini ayrı kafir olsa rahm eder feryadıma
Sardı Vasıf sarmağa ol şûhu sevda-yı merak
Olmada günden güne gönlümde müzdak iştiyak
Şol kadar yaktı ciğer-gâhım ki nâr-ı iftirak
Dini ayrı kafir olsa rahm eder feryadıma
ENDERUNLU VÂSIF
ŞARKI
Vücûd iklîminin sultânı sensin
Efendim derdimin dermânı sensin
Bu cism-i nâtüvânın cânı sensin
Efendim derdimin dermânı sensin
HACI ÂRİF BEY
ŞARKI
Bakmıyor çeşm-i siyâh feryâde
Yetiş ey gamze yetiş imdâde
Gelmiyor hançer-i ebrû dâde
Gel ne korkarsın ecel sîmâ-yı derdimden benim
Kurtar Allâh aşkına beni dünyâ-yı derdimden benim
Yetiş ey gamze yetiş imdâde
HACI ÂRİF BEY
ŞARKI
Ey çeşm-iâhû mehlikâ
Cürmüm nedir söyle bana
Ben âşıkım billâh sana
Cürmüm nedir söyle bana
Yanmaktayım çoktan beri
Nâr-ı firâke ey peri
Aşkınla oldum serserî
Cürmüm nedir söyle bana
ŞARKI
Yine bir gülnihal aldı bu gönlümü
Sim ten gonca fem bî-bedel ol güzel
ÂteşÎn ruhleri yaktı bu gönlümü
Pür edâ pür cefâ pek küçük pek güzel
Görmedim kimsede böyle bir dil-rubâ
Böyle kaş böyle göz böyle el böyle yüz
Aşıkın bağrını üzmeye göz süzer
El aman pek yaman her zaman ol güzel
DEDE EFENDİ
ŞARKI
Yüzündür cihanı münevver eden,
Fedâdır yoluna bu cân-û ten.
Senin çün yandığım nedendir, neden?
Senden midir, benden midir?
Dilden midir, bilmem neden.
DEDE EFENDİ
ŞARKI
Şarkılar seni söyler dillerde nağme adın
Aşk gibi sevdâ gibi huysuz ve tatlı kadın
En güzel günlerini demek bensiz yaşadın
Aşk gibi sevdâ gibi huysuz ve tatlı kadın
Beste:Muzaffer İlkar Güfte: Fakih Özlen
ŞARKI
Göze mi geldim sen mi unuttun gelmiyorsun âh
Öyle karanlık gece ki rûhum olmuyor sabâh
Yüksel ufuktan sîneni göster bir gün göreyim
Öyle karanlık gece ki rûhum olmuyor sabâh
Beste: Osman Nihâd Akın
ŞARKI
Bir demet yâsemen aşkımın tek hâtırası
Bitmiyor ayrılık dinmiyor gönlümün hicrân yarası
Ağlasam inlesem silinmez bahtın karası
Bitmiyor ayrılık dinmiyor gönlümün hicrân yarası
Beste ve güfte: Zeki Müren
ŞARKI
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin
Mâdem ki son şarkının kırık bir güftesiydin
Niçin yarım bırakıp neden bırakıp geçtin
Ne çok sevmiştim seni ne çok hatırlar mısın
Âşiyân yollarından ses versem duyar mısın
Hâlâ beni düşünür ve hâlâ hatırlar mısın
Bir bahâr seli gibi yolumdan akıp geçtin
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin
Beste: Muzaffer İlkar Güfte: Şemsi Belli
Fatih Davutpaşa Lisesi
Kütüphane Edebiyat Sohbetleri
Şarkı
Mehmet Sait Çakar-Ömer Salman
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder